Altmışlı yaşların başında olan ve uzun zamandır tek başına yaşayan kahramanımız bir bisiklet kazasının ardından bacağını kaybeder ve bakıma muhtaç hale gelir. Bu olaydan sonra mecburen hayatına giren yeni insanlar ve onların çok farklı dünyaları ile olan ilişki ve çatışmalarını okurun gözleri önüne koymakta yazar. Çok akıcı olmamakla birlikte farklı konusu ile okunmaya değer bir roman olmuş ´´Yavaş Adam.´´Kitaptan: ***. Sana neden en yüce armağan olan yaşamın verildiğini anlayamadın mı?
***. Dünyanın bir yerinden başka bir yerine gidince tarihin silinir mi?
***. Neden doğru dürüst tanımadığımız birinin hayatlarımızı yönetmesine izin verelim ki?
***. Şimdilik bize verilen hayat bu ve bunu yaşamak zorundayız.
***. Sevgin yeterince derinse, karşılıklı olmasına gerek yoktur.
Arka Kapaktan:Altmış yaşındaki fotoğrafçı Paul Rayment, bir bisiklet kazası sonunda sağ bacağını kaybedince, o güne dek yalnız sürdürdüğü yaşamı tamamen değişir. Başkalarına bağımlı olmaktan nefret etse de, ister istemez kendisini bir bakıcının ellerine teslim eder. Avustralya´ya Hırvatistan´dan göçmüş olan bakıcısı Marijana´ya aşık olan Paul, kazayı izleyen ilk günlerdeki umutsuzluğundan ve karamsarlığından sıyrılsa da, Hırvat ailenin tutumu yüzünden yeni sorunlarla karşı karşıya kalır. Bu arada, Coetzee´nin başka yapıtlarının da baş kişisi olan yazar Elizabeth Costello da birdenbire ortaya çıkarak Paul´ün yaşamında etkin bir rol üstlenmeye başlar. Coetzee, Yavaş Adam´da ilginç bir öykü anlatırken, arka planda da bizi insan yapan nitelikleri ve özellikleri, yaşlanmanın ne demek olduğunu ve yaşamlarımıza nasıl değer katabileceğimizi irdeliyor. Paul Rayment´ın içine düştüğü durumda kendi insanlığını sorgulayışı, Coetzee´nin duru anlatımıyla dile geliyor ve aşk, yaşamak, ölmek üzerine okuru her sayfada şaşırtan, düşündüren duyarlı bir yapıt sunuluyor.