YÜZYILLIK YALNIZLIK - Gabriel Garcia Marquez / ROMAN
Latin Amerika edebiyatında "büyülü gerçekçilik" diye anılan akımın ustası yazarın ilk, belki de en önemli romanı. Nobel edebiyat ödülü alan bu roman çok akıcı olmasa da okunması gereken klasikler arasında yerini aldı çoktan. Bu romanı bir gün muhtemelen sizde okuyacaksınız. kitaplarimolmadanasla.blogspot.com.tr/2014/04/gabriel-garcia-marquez-yuzyillik.html ve okudumdanoldu.blogspot.com.tr/2012/03/yuzyllk-yalnzlk-gabriel-garcia-marquez.html adreslerinde iki farklı blog sahibinin değerlendirmelerini okumanızı hatırlatırız.
www.facebook.com/www.kitapokumakistermisin/
Kitaptan :
Kitabın son paragrafı "...Aureliano içinde yaşadığı anı anlatan bölümün şifresini çözmeye koyuldu. bir yandan şifreyi çözüyor, bir yandan okuduklarını yaşıyor, konuşan bir aynaya bakıyormuş gibi son sayfalarda yazılı olayları söyleyerek yaşıyordu. Sonra kendi ölümünün nasıl ve ne zaman olacağını öğrenmek için bir sayfa daha atladı. son satıra gelmeden önce, o odadan bir daha çıkamayacağını anlamış bulunuyordu. Çünkü elyazmalarında aureliano Babilonia´nın şifreleri çözdüğü anda aynalar( ya da seraplar) kentinin rüzgarla savrulup yok olacağı, insanların anılarından silineceği ve yazılanların evrenin başlangıcından sonuna dek bir daha yinelenemeyeği yazıyordu. Çünkü yüzyıllık yalnızlığa mahkum edilen soyların, yeryüzünde ikinci bir deney fırsatları olamazdı."
*** "İnsanın oturduğu toprakların altında ölüleri yoksa, o adam o toprağın insanı değildir."
*** "İnsan ölme zamanı geldiğinde değil, ölebildiği zaman ölür."
*** "Yalnızlık, anılarını ayıklamış, yaşamın yüreğinde biriktirdiği özlem dolu süprüntüleri yakmış, geriye en acı anıları bırakarak onları arıtmış, büyütmüş, sonsuzlaştırmıştı."
*** "Bir dakikalık uzlaşma ömür boyu arkadaşlıktan daha iyidir."
*** "İnsanın en iyi dostu ölmüş olan dostudur."
*** "Geleceğin belirsizliği, yüreklerini geçmişe çevirmişti."
*** "Ölümü umursadığı yoktu, ama yaşam çok şey demekti. O yüzden de idam hükmü verildiği andaki duygusu korku değil, özlem oldu."
*** "Öylesine huzur içinde yaşıyoruz ki, içimizde eceli gelen bilen olmadı daha."
*** "Biz bu kasabada yazılı kağıtla emir vermeyiz."
Arka Kapaktan :
"Yüzyıllık Yalnızlık´ı yazmaya başladığımda, çocukluğumda beni etkilemiş olan her şeyi edebiyat aracılığıyla aktarabileceğim bir yol bulmak istiyordum. Çok kasvetli kocaman bir evde, toprak yiyen bir kız kardeş, geleceği sezen bir büyükanne ve mutlulukla çılgınlık arasında ayrım gözetmeyen, adları birörnek bir yığın hısım akraba arasında geçen çocukluk günlerimi sanatsal bir dille ardımda bırakmaktı amacım. Yüzyıllık Yalnızlık´ı iki yıldan daha kısa bir sürede yazdım. Ama yazı makinemin başına oturmadan önce bu kitap hakkında düşünmek on beş, on altı yılımı aldı. Büyükannem, en acımasız şeyleri, kılını bile kıpırdatmadan, sanki yalnızca gördüğü şeylermiş gibi anlatırdı bana. Anlattığı öyküleri bu kadar değerli kılan şeyin, onun duygusuz tavrı ve imgelerindeki zenginlik olduğunu kavradım. Yüzyıllık Yalnızlık´ı büyükannemin işte bu yöntemini kullanarak yazdım. Bu romanı büyük bir dikkat ve keyifle okuyan, hiç şaşırmayan sıradan insanlar tanıdım. Şaşırmadılar, çünkü ben onlara hayatlarında yeni olan bir şey anlatmamıştım. Kitaplarımda gerçekliğe dayanmayan tek cümle bulamazsınız."
OKUNACAK KİTAPLARIN İLK SIRALARINA ALINMALI. ÇOK GÜZEL BİR KİTAP.