Youtube Google+ Instagram Twitter Facebook

Böyle Buyurdu Zerdüşt

Böyle Buyurdu Zerdüşt

BÖYLE BUYURDU ZERDÜŞT - Nietzsche / Felsefe

Düşünmenin ve yaşamanın öğretimi. Felsefe ilginizi çekiyorsa ilgi ile okuyacaksınız muhtemelen. Felsefe alanında okumamış ve bu alan sizi çekmiyorsa okunması zor gelebilir. "Herkesin ve hiç kimsenin kitabı" olduğunu hatırlatmak isteriz.

 nietzschesblog.blogspot.com.tr/p/boyle-buyurdu-zerdust.html ve javascript:ntrTemp(); bloglarında iki farklı okurun bu büyük eserle ilgili yorum ve alıntıları ilginizi çekebilir.

www.youtube.com/user/KitapOkumak/videos www.facebook.com/Kitap-Okumak-%C4%B0ster-misin-327927040637181/

Kitaptan:***Bak! Erdemlerin her biri nasıl en yüksek noktayı arzular. Her erdem bütün ruhunu ister. Öfke de, nefret de, sevgi de bütün kuvvetini ister. Ruhunun çığırtkanı olmak ister. Her erdem başka erdemi kıskanır. Kıskançlık korkunç bir şeydir. Erdemler de kıskançlık yüzünden yok olabilirler. Kıskançlık aleviyle dolu olan, sonunda akrep gibi zehirli kuyruğuyla kendi kendisini sokar.

***Siz hepiniz delicesine çalışmayı ve hızlı, yeni, yabancı olanı sevenler kendinize katlanamıyorsunuz. Sizin çalışkanlığınız bir kaçıştır ve kendi kendini unutma istemidir.

***Kendin alabileceğin bir hakkı, bırakmayacaksın sana vermelerine!
Senin yaptığını, kimse yapamaz sana. Bak, karşılık verme yok.
Kendine buyruk veremeyen, söz dinleyecektir.

***Korkunçtur haksızlığa yalnız katlananı seyretmek. Bunu biliyor muydunuz? Bölüşulen haksızlık, yarım haktır. Ve buna katlanabilen, kendisi yüklenmeli haksızlığı!

Arka Kapaktan: Otuz yaşındayken yurdunu ve yurdunun gölünü ardına bırakarak dağa çekildi Zerdüşt. Dağda on yıl zaman zarfında, bıkmadan, usanmadan hep ruhunu dinledi... Ve sonunda içinde, gönlünün derinliklerinde bir değişiklik duyumsadı. Günlerden birgün yıldız, aydınlatacak bir şeyin kalmasyadı yazgın ne olurdu? On yıl varki buruya mağarama çıkıyorsun. Eğer, ben, kartalım ve yılanım olmasaydık, ışığından ve yolundan bezerdin. Fakat her sabah seni bekledik. Işığının fazlasını aldık ve bunun için seni kutsadık.
Bak! Ben, fazla bal toplamış arı gibi uzanacak ellere muhtacım. İnsanlar arasında, akıllılar deliliklerine; fakirlerde zenginliklerine kavuştuğu o derin sevinci tekrar yaşatmak için armağanlarımı paylaştırmak istiyorum. Bunun için aşağılara inmeliyim. Nasıl ki sen, cömert yıldız, akşamları denizin arkasına iniyor ve arkadaki dünyaya ışık götürüyorsan, ben de senin gibi, inmek istediğim insanların arasına girmek istiyorum.

Ey, en büyük mutluluğu bile kıskanmadan görebilen tek göz, beni kutsa!... Taşmak isteyen kadehi kutsa ki içinden su, altın gibi aksın ve mutluluğun parıltılarını her tarafa saçsın.

"Bak, bu kadeh yine boşalmak, Zerdüşt yine insan olmak istiyor." Zerdüşt’ün on yıl sonra insanların arasına karışma isteği ve dağdan inişi böyle başladı.