Youtube Google+ Instagram Twitter Facebook

Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları

Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları

BİR EKONOMİK TETİKÇİNİN İTİRAFLARI - John Perkins / SOSYOLOJİ - Otobiyografi

Dünya da ekonomik ve siyasi düzenin nasıl işlediğini detaylı ve cesurca anlatan bir otobiyografik kitap. Ekonomi ve sosyolji ilginizi çekmiyor veya okuma alışkanlığınız tam anlamı ile yerleşmemişse anlatım biraz zorlayabilir. Ancak ilk fırsatta okunmalı deriz. Biz okuduk ve gelecek nesillerimizin okumaları için kitaplığımızda yer verdik bu kitaba. Görünen o ki bu sömürü sistemi epey daha sürecek gibi. Ta ki geri kalmış ülke halkları silkinip, tiranlarını alaşağı edene kadar. blog.milliyet.com.tr/bir-ekonomik-tetikcinin-itiraflari/Blog/ veya javascript:ntrTemp(); adreslerinde kitabın içeriği hakkında çok sağlıklı, anlaşılır yorumlar bulabilirsiniz.

Kitaptan: "Kendi otomobilini üretemeyen ülkeye borç verip otobanlar yaptırırız. Sonra onlara arabalarımızı satarız.  Sonra bankalarını satın alırız. O bankalardan halka ucuz krediler verip daha çok araba almalarını sağlarız. Böylece verdiğimiz o krediyi arabamızı satarak geri alırız, hem de faiziyle.

O ülkeye dünya bankası ya da kardeş kurumlardan kredi ayarlarız. Ayarlanan kredi "ASLA" o ülkenin hazinesine gitmez. O ülkede ’proje’ yapan bizim şirketlerimizin kasasına girer. Enerji santralleri, sanayi alanları, limanlar, dev hava yolları yapılır.

Aslında insanların işine yaramayan bir yığın beton. Bizim şirketlerimiz kazanır o ülkedeki birileri de nemalandırılır. Toplum bu düzenekten hiçbir şey kazanmaz. Ama ülke büyük bir borcun altına sokulmuş olur. Bu o kadar büyük bir borçtur ki ödenmesi imkansızdır. Plan böyle işler. Sonunda ekonomik danışmanlar/tetikçiler olarak gider onlara deriz ki; "Bize büyük borcunuz var ödeyemiyorsunuz. O zaman petrolünüzü satın, doğal gazınızı bize verin, askeri üslerimize yer gösterin, askerlerinizi birliklerimize destek olmaları için savaştığımız bölgelere gönderin, Birleşmiş Millletler de bizim için oy verin! Elektrik su kanalizasyon sistemlerinizi özelleştirin! Onları Amerikan şirketlerine ya da diğer çok uluslu şirketlere satın..." Sosyal hizmetleri, teknik sistemleri, eğitim kurumlarını, sağlık kurumlarını hatta adli sistemleri ele geçiririz. Bu, ikili, üçlü, dörtlü bir darbeler serisidir."

Arka Kapaktan: 1735-1826 yılları arasında yaşayan John Adams: «Bir ulusu fethetmenin ve köleleştirmenin iki yolu vardır. Birisi silahla, diğeri borçla.» demişti. Yaşadığımız dünyanın da bu gün bu zihniyetle yönetildiğini görmek, kurulan tezgahın mazisinin ne kadar uzun yıllara dayandığını gösteriyor. «Biz, ekonomik tetikçiler, küresel imparatorluğun yaratılmasında gerçekten sorumlu olanlarız ve birçok farklı şekilde çalışırız.» diye itirafta bulunan, "Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları" kitabının yazarı John Perkins ise çok daha çarpıcı açıklamalarla yaşadığımız dramın adeta fotoğrafını çekiyor.

Perkins, şöyle sürdürüyor cümlelerini: «Belki de en sık kullanılanı, öncelikle şirketlerimize uygun kaynakları olan ülkeleri bulur ve gözümüzü üstlerine dikeriz. Ardından Dünya Bankası veya onun kardeşi başka bir organizasyondan o ülkeye büyük bir kredi ayarlarız, fakat para asla gerçekte o ülkeye gitmez. Ülke yerine o ülkede projeler yapan kendi şirketlerimize gider. Enerji santralleri, sanayi alanları, limanlar... Bizim şirketlere ilaveten, o ülkedeki birkaç zengin insanın kar sağlayacağı şeyler. Bu krediler toplumun çoğunluğuna yaramaz. Yine de o insanlar, yani bütün ülke bu borcun altına sokulur. Bu borç ödeyemeyecekleri kadar büyüktür ve bu da planın bir parçasıdır; asla geri ödeyemezler. Ardından, biz ekonomik tetikçiler gidip onlara şunu söyleriz:

´Dinleyin, bize bir sürü Borcunuz var. Borcu ödeyemiyorsunuz; o zaman petrolünüzü petrol şirketlerimiz için oldukça ucuza satın; ülkenizde askeri üs kurmamıza izin verin veya askerlerimizi desteklemek için dünyanın bir yerine asker gönderin -Irak´ta olduğu gibi-ndash;, veya bir sonraki BM seçiminde bizimle oy verin.´

Elektrik şirketlerini özelleştiririz. Sularını ve kanalizasyon sistemlerini özelleştiririz ve ABD şirketleri veya diğer çok uluslu şirketlere satarız. Bu mantar gibi biten bir şey ve çok tipik. IMF ve Dünya Bankası bu şekilde çalışır. Ülkeyi borca sokarlar ve bu öyle büyük bir borçtur ki ödenemez. Ardından yeniden borç teklif edersiniz ve daha fazla faiz alırlar. Koşullara bağlı veya iyi yönetim talep edersiniz. Aslında bu onların kendi kaynaklarını satmalarını sağlar. Buna sosyal hizmetleri, teknik şirketleri, bazen eğitim sistemleri de dahildir. Adli sistemlerini, sigorta sistemlerini yabancı şirketlere satarız. Aslında bu, ikili-üçlü-dörtlü bir darbedir!»

Bu kitap için daha önce yorum veya alıntı yapılmadı.
Yorum yapabilmek veya alıntı yayınlayabilmek için üye olmanız veya üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Bu kitabı sistemimizden emanet olarak alıp okuyan bir üyemiz yok.