USTAM ve BEN- Elif Şafak / ROMAN
Belli ki yine kendinden söz ettirecek ve okunacak romanlarından biri olmuş. Gayet akıcı ve farklı bir konu anlatılmış. Biz her zaman ki gibi bu kitabı da öneri üzerine okuduk, beğendik ve gelecek nesillerimizinde okumaları için kitaplığımızdaki en nadide yerlerden birine yerleştirdik. Tavsiye ediyoruz, pişman olmazsınız.
blog.milliyet.com.tr/ustam-ve-ben/Blog/ veya javascript:ntrTemp(); adreslerinde kitap hakkında yorumlar bulabilirsiniz.
Kitaptan:**** Fakat dediklerine göre Sultan Süleyman ona zerre kadar güvenmiyordu. Biliyordu ki senin düşmanına ihanet edip, sonra sana gelen adamdan asla dost olmazdı. Bugün kapına köpek olan, yarın seni de ısırıp başkasına yaltaklanırdı. (Sayfa, 41)
**** Ne incitenlerden ol, ne incinenlerden. (Sayfa, 78)
**** Bir dil öğrendiğinde koskoca bir kalenin anahtarını teslim alırsın. (Sayfa, 177)
**** Peygamberimizin sünnetidir, dinleriz. İlim irfan Çin´de olsa arar, bulur öğreniriz. (Sayfa, 195)
**** İnsan bir başka insanı yolculuklarda tanıyordu demek. Aynı yolun yolcusu olduğunda. (Sayfa, 203)
**** Esasında bu dünya seyirlik bir yerdi; yoksulu zenginiyle herkes şu veya bu şekilde, bir resmi geçitteydi. Her biri hayatta kendi numaralarını icra ediyor; sahnede kimi daha kısa, kimi daha uzun kalıyor ama nihayetinde her insan, benzer bir tatminsizlik ve tamamlanmamışlık duygusuyla arka kapıdan usulca çıkıp gidiyordu.
**** Onun gibi ceberrutlar kudretlerini kendi güçlerinden değil, başkalarının zayıflığından almaktaydı. (Sayfa, 214)
**** Yalnızlıkla baş edebilirdi ama terk edilmişlikle değil. (Sayfa, 241)
**** Bütün sevdiklerini gömüp nefes almaya devam etmek, lanettir. (Sayfa, 273)
**** Her şeyi ayakta tutan, dengedir. Binaları da. İnsanları da. (Sayfa, 305)
**** Çalışmayan insan zan besler. (Sayfa, 374)
**** Nankörlük şeytana mahsustur. (Sayfa, 431)
**** Yol değil, yolcu değişir. (Sayfa, 463)
http://www.youtube.com/user/KitapOkumak
https://twitter.com/kitap_okumak
https://www.facebook.com/pages/Kitap-Okumak-‰C4‰B0ster-misin/327927040637181
Arka Kapaktan:
Öğrenme aşkıyla geçti ömrümüz, aşkı öğrenemesek de…
Tarihimizin en önemli ve çalkantılı dönemlerinden biri olan 16. yüzyılda İstanbul… Hindistandan gelen beyaz bir fil ve onun sırlarla dolu bakıcısı: Çota ile Cihan. Filbaz aynı zamanda bir üstadın çırağı. Ustası ise Sinan. Bu toprakların yetiştirdiği en büyük mimar.
Elif Şafakın muazzam hayal gücü ve zengin diliyle Osmanlı tarihinin derinliklerine doğru şaşırtıcı bir yolculuğa çıkıyoruz. Karşılıksız bir aşk, iktidar kavgaları, yobazlığın ortasında yeşeren sanat ve beklenmedik bir ihanet…
Bir tarafta bilime ve öğrenmeye inananlar, bir tarafta gelişmeyi durduranlar...
Ustam ve Ben, tarihi kişiliklerin, camilerin, kütüphanelerin, türbelerin, köprülerin resmigeçit yaptığı, rengarenk, canlı, sürprizlerle dolu bir dönem hikayesi…
Öyle bir hayal dünyası ki içindeki konular ve tartışmalar günümüze dair de çok şey söylüyor. Uzun süre hafızalardan silinmeyecek, çok konuşulacak bir roman.
"İstanbul dediğin unutkanlıklar şehri. Orada her şey suya yazılmış. Ustamın eserleri hariç, onunkiler taşa kazınmış. O taşlardan birine bir sır sakladık. Çok zaman geçti üzerinden, nice alametler birikti ama hala orada olmalı, bıraktığımız noktada. Bilmem bulan çıkar mı? Bulsa bile anlar mı? Ustamdan geriye kalan yüzlerce eserden ve binlerce, binlerce taştan bir tanesi var ki, altında gizli Arzın Merkezi."
Bu kitap için daha önce yorum veya alıntı yapılmadı.
Yorum yapabilmek veya alıntı yayınlayabilmek için üye olmanız veya üye girişi yapmanız gerekmektedir.
Bu kitabı sistemimizden emanet olarak alıp okuyan bir üyemiz yok.