Psikolojik problemleri olan bir anne tarafından büyütülmüş yazar çocukluk travmalarını ve anılarını kağıda dökmüş kitabında. Kendisi de psikolog olan yazar annesi ile olan problemlerini ve kendi içinde nasıl çözmeye çalıştığını paylaşırken başta annesi olmak üzere kimseye karşı suçlayıcı bir üslup kullanmamaya özen gösteriyor. Herkesin şahsına özgü yolculuğu olduğunu hatırlatmakta ve herkesin kendi sıkıntıları ile cesurca yüzleşip, yine kendi gayretleri ile çözmeleri gerektiğini belirtmekte. Otobiyografi tarzı olan bu çalışma psikoloji alanı ile ilgli okurlara önerilebilir.
Kitaptan:*** Hepimizin bu dünyanın yalanlarına ve içimizde bulunan yalanlara son verme sorumluluğu vardır. (Sayfa, 18)
*** Hikayeler anlatmaya değer. (Sayfa, 19)
*** Mükemmel olmak kimseye bir şey kazandırmaz. Mükemmeliyetçilik bir bağımlılığı dışa vurmaktır. Utancımıza ve kabahatimize, mükemmeliyetçiliği siper ediyorsak olduğumuz kişi olamayız. Mükemmeliyetçilik, utançtan doğar. Tanrı´nın düşüncesinden doğduk ve onun suretinde yaşıyoruz. (Sayfa, 19)
*** Annem için dış görünüş, duygulardan daha önemliydi. Annem peşin hükümlüdür ve son derece yüksek standartları vardır. (Sayfa, 23)
*** Bir kız olarak eğitimine pek önem verilmemiş; bu da onun canını yakmış. Bu durumun onda yetersizlik ve aşağılanma duygularına sebep olduğunu düşünüyorum. (Sayfa, 26)
*** Birisi sana kötü davranıyor diye sen de kendine kötü davranma. (Sayfa, 29)
*** Annem benim akademik başarıma ve mizah gücüme karşı kıskançlık besliyordu. (Sayfa, 32)
*** Maddi şeylerin bizi daha çok rahatlattığını hissediyoruz fakat kimliğimizi maddiyata bağlamıyoruz. (Sayfa, 35)
*** Kimse kimsenin acısını küçültmemeli. (Sayfa, 40)
*** Suçluluk, durumun gerektirdiğinden daha fazla hatayı kendi üzerime ya da Tanrı´nın üzerine yüklediğimde meydana gelen şeydir. (Sayfa, 67)
*** Senin hakkında bildiğim şey duygularını uzun bir süredir alkolle gizliyor olman. (Sayfa, 87)
*** Tanrı beni yaptığım her işte en iyisini yapmak üzere yaratmış. Böylece sadece memnun edici bir hayat yaşamakla kalmıyor, aynı zamanda hayatı dolu dolu yaşıyorum. (Sayfa, 101)
*** Tanrı hayatlarımızda aktif bir şekilde rol alıyor. Onunla bağ kurabilecek kadar kendimizi değerli görürsek her nefes alışımı zda onu görebilir ve onunla karşılaşabiliriz. (Sayfa, 108)
*** Gerçekten güce sahip insanların gücü göstermesine gerek yoktur. Kontrolü elinde tutan insanlar, bunu ispat etme gereği duymazlar. (Sayfa, 118)
*** Değişim isteyip de hiçbir şeyi değiştirmeyen bir zihniyete takılıp kalmış kişiler hiçbir şeyi onaramazlar. (Sayfa, 124)
*** Ne zaman ki kibrimi terk ettim, Tanrı´ya güvendim, kendimi benimle yakından ilgilenen kişilere bıraktım, gerekli bilgeliği edindim ve tamamen kendimi destekledim işte o zaman bir şeyler değişmeye başladı. Ben değiştim. İkinci durum ise annemle olan ilişkim konusunda Tanrı´ya itaat ettiğim andır. Annemle bağımı koparmama konusunda ona itaat ettim. (Sayfa, 126)
*** Acımı küçültmüyorum. Onu kabul ediyorum ve onu yeniden tasarlıyorum. Bizler küçük hayatlar yaşamak için yaratılmadık. (Sayfa, 126)
*** Önemli olduğumuzu bilmemiz gerekiyor. Önemli hissetmeye ihtiyacımız var. Her birimizin görülmeye ve duyulmaya, onaylanmaya ve sevilmeye ihtiyacı var. Yalnızca düşman, ihtiyaçlarımızdan utanç duymamızı ister. İhtiyaçlarımız daha derin bağlantılara izin verir; düşman ise izole yaşamamızı isteyen tek varlıktır. (Sayfa, 127)
*** Bizler, yani zarar görmüş kişiler için iyileşmek kendi sorumluluğumuzdadır. (Sayfa, 129)
*** Benim hikayem sizin hikayeniz değil, bu benim hikayem. (Sayfa, 156)
Arka Kapaktan: Ama Annen Seni Seviyor, tanınmış bir psikoterapistin çocukluk dönemindeki duygusal ihmaline ve annesiyle olan zehirli ilişkisine rağmen yetersizlik hissinden kurtulmasının esprili ve içten bir hikâyesi.
Herkes hayatında zehirli sevgi gösteren, başkalarına durmadan rahatsızlık veren ve yaşam enerjisini tüketen en az bir kişi tanıyordur. Çoğu insan bu ilişkileri nasıl idare edeceğini bilemeden duygusal olarak geri çekilmeye ve bildik acı dolu kalıpların içerisinde tutsak olmaya devam ediyor. Ama Annen Seni Seviyor, okuyucuların bu zehirli ilişki döngüsünün üstesinden gelmesine yardımcı oluyor.
Kim Honeycutt, kendinden utanç duyan, kendine zarar veren alkolik bir kadının bu durumla başa çıkıp bir profesyonel olarak psikoloji dünyasına girip zehirli ilişkiyi irdelemek ve üstesinden gelmek için nasıl kendi stratejilerini yarattığını; gerçek hayat tecrübeleri üzerinden paylaşıyor.
Bu kitaptan; zehirli sevginin ne olduğunu, ona maruz kaldığınızda kendinizi iyileştirmek için neler yapmanız gerektiğini ve belki de en önemlisi çocuklarınızı böyle bir yıkımla karşı karşıya bırakmamak için nelere dikkat etmeniz gerektiğini; gerçek hayattan örnek bir vaka ile öğreneceksiniz.
