javascript:ntrTemp(); ve javascript:ntrTemp(); adreslerine zaman ayırıp eser üzerine yapılmış değerlendirmeleri okuyarak biraz daha fazla bilgi edinebilirsiniz.
Kitaptan: *** İhtiyarlar, çocukların büyüdüklerine o kadar güç inanırlar ki. (Sayfa, 36)
*** İhtiyarlar, kalpleri artık aşka, şiire uzak kaldığı için başkalarının kalbindeki aşkı, fikrindeki şiiri özel bir titizlikle gözden geçirirler. (Sayfa, 36)
*** Kalbi, bir aileyi koruma fikri kadar ferahlatacak bir şey olamaz. (Sayfa, 56)
*** İnsan en kederli zamanlarında bile bir şey bekler ki, işte o bekleyiş, bir perdenin arkasına gizlenmiş belirsiz bir ümitten başka bir şey değildir. (Sayfa, 72)
*** Gariptir! İnsan bazen tamamıyla açık olan şeylere dikkat etmez de en gizli şeyleri hisseder; buna, insan fikrinin gizli şeyleri araştırmaya meylinin açık şeyleri önemsememesi bir sebep olabilir. (Sayfa, 73)
*** Gözyaşları bulaşıcıdır, insanın kalbinde gizli duran bazı hisler vardır ki kendilerine benzeyen bir hisse rastlar rastlamaz meydan çıkar. (Sayfa, 75)
*** Eğer saadet bu kadar alçak araçlarla kazanılacak bir şeyse onu hiç arzu etmem (Sayfa, 79)
*** Dünyada serveti saadet için kullanırlar ama saadet, servet için feda edilmez. (Sayfa, 81)
*** İnsan sevmek istediğini sever. (Sayfa, 86)
*** Mutsuzlar bahtiyarlara rastladıkça mutsuzluklarını anlarlar. (Sayfa, 89)
*** Aşk? Bu geçici bir neşe, bir hayal değil mi? (Sayfa, 109)
*** Gariptir! İnsanın sözünün, fikrine bağlı olması kuralken bazı durumlar olur ki fikir söze uyar. İnsan düşündüğünü söyşerken sylediğini düşünür. (Sayfa, 111)
*** İnsan, diliyle tercüme edemeyeceği kadar hassas olan fikirlerini gözlerinin hızlı bir bakışıyla anlatır. (Sayfa, 114)
*** Kızını gözündeki altın gözlükten, elindeki fildişi saplı bastondan, yeleğinin cebinden sallanan altın saat kösteğinden başka bir niteliği olmayan; dünyaa serveti boş heveslere hizmet etmek fikrine uyan o kuş beyinli gençlerden birine mi vereceksin? (Sayfa, 148)
*** Çocuklarını evlendirmek üzere bulunan babaların, anaların kalbini eşiniz, altında bir keder bulursunuz. (Sayfa, 149)
*** Ümit insan zihni için bıktıran bir illet gibidir, onu tamamıyla silmek mükün olmaz. (Sayfa, 167)
*** Ümitsizlik ve ümit ikizdir. (Sayfa, 171)
Arka Kapaktan: Halid Ziya’ya kadar, romancı muhayyilesiyle doğmuş tek muharririmiz yoktur. Hepsi roman veya hikâye yazmaya hevesli insanlardır.
Ahmet Hamdi Tanpınar
Halid Ziya’nın “İzmir’de yazılmış büyük romanlarımın sonuncusu” olarak tarihlediği ve “gerçek hayata pek yakın sayfalarla, hele dedemin ve babamın ticarethanesinden, banka âleminden kalmış izlerle dolu” diye nitelediği Ferdi ve Şürekâsı, edebiyatımızda çok fazla örneği olmayan kurum temalı romanlardan biridir. Kitap olarak 1895’te basılan eser, 19. asır sonu İstanbul’una, ticaret hayatına ve toplumsal sınıflara dair geniş ayrıntılarla bezeli. Çarpıcı bir aşk ilişkisinin merkeze alındığı Ferdi ve Şürekâsı’nda Halid Ziya, edebî dehasını bir kez daha göstererek romantik zengin-fakir eşleşmesine bambaşka bir açıdan bakıyor.
Yazarın 1945’te elden geçirdiği roman, ilk baskılarıyla karşılaştırıldı ve özgün diline en az dokunuşla günümüz Türkçesine uyarlandı.