Yaşar Kemal´in yıllar içinde kaleme aldığı ve çeşitli yerlerde yayınlanan makalelerden oluşmakta kitap. İlk makale 1962 tarihli. Okudukça o yıllardan beri ne kadar ilerleyip ilerlemediğimizi değerlendirmek mümkün olabilir.Ülkeyi tanımak isteyen, özellikle genç okurlara önerilebilir. javascript:ntrTemp(); ve javascript:ntrTemp(); linklerinde çok sayıda okur yorumuna bakmak isteyebilirsiniz.Kitaptan:*** Siz, yıllarca bu topraklara matbaa girmesin diye çarpışanların ahfadı. Sonunda geç de olsa Türkiye´ye matbaa girdi. Bakın, bu halk böyle ezik, böyle sömürülmüş kalsın diye, bize gelmemesi için çırpındığınız matbaada gazete basıyorsunuz. Şimdi de bu gazetelerde bu topraklara ışık sızmasın, Anadolu yüz bin yıllık, kılıç kesmez karanlığında kalsın diye çırpınıyorsunuz. Görüyorsunuz, sonunda matbaa girdi. Işık da girecek. (Sayfa, 15)
*** İnsan deli olacak. Şu bazı insanlara bakıyor, bakıyor da gözünüz kör, kulağınız sağır mı, diye bağırası geliyor.: Daha dün, daha dün bu milletin yobazı hem din düşmanıyla, hem milleti esir etmeye gelenlerle birleşti. Türk ilericilerine karşı birleşti. Görmüyor musunuz, bir yobazın bir millete yapmayacağı ihanet yoktur. (Sayfa, 21)
*** Ataların çağında elde kılıç gider, Altaylarda teke tek dövüşürsün.. Dövüşmenin, adam öldürmenin kutsallığını da yayarsın. Şimdi adam öldürmek kutsaldır dersen, senden iğrenirler. Harbetmek güzeldir desen seni kınarlar, yabanıl derler, kan içiçi derler. Savunma kutsal, ama saldırma değil. Atom çağının getirdiği barıştır, sevgidir. Başka çare de yok.. (Sayfa, 25)
*** Şu bizim aydınların çoğu ucuzcu. Bilim adamımız ucuzcu, sanatçımız ucuzcu, politikacımız ucuzcu, tüm toplumumuz ucuzcu...Biz bir ucuzcu milletiz. (Sayfa, 32)
*** Geleceğin sorunu günün sorunundan başlar. Günün sorununu duymakla, geleceğin sorununu duymak birdir. (Sayfa, 49)
*** Gerçekler hapsedilemeyecek kadar güçlüdür. (Sayfa, 53)
*** Kuveytin işgaline o kadar çabuk cevap veren Batı, o kadar güçsüz mü oldu da Bosna-Hersek kaeşısında tüyünü kıpırdatmıyor? Yoksa Bosna-Hersek´in boğazlanan çocuklarından daha mı değerliydi bir varil petrol? (Sayfa, 84)
*** Bugünse artık bilmek zorundayız ki, hiçbir kültür başka bir kültürü silmemeli. Gene bilmek zorundayız ki, öbür kültürleri silmek isteyen kültürler kendileri de silinmek zorundadırlar. (Sayfa, 86)
*** Bu çağda demokrasiyle yönetilmek, bir ülkenin en büyük onurudur. (Sayfa, 100)
*** Bugüne kadar basın şöyle bir doyasıya özgürlük yüzü göremedi. Hep baskı, hep baskı, hep satın alma.. Yazarları, gazetecileri, gazeteleri satın alma o batan Osmanlıdan kalma bir gelenektir. Daha da yoğunlaşarak sürüyor. (Sayfa, 104)
*** Bir toplum yıkılmaya yüz tutarken, en önce o toplumdaki kurumlardan Adalet kurumu çöker, dağılır. Bu, artık o toplumun yaşayamayacağına işrettir. Sonra bütün kurumlarıyla gümbür gümbür çeker gider. (Sayfa, 119)
*** Savaşların, kötülüklerin nedenlerini ararsak, temelde, çocuklukta insanların başlarından geçenler karşımıza çıkıyor. Bir gün dünyamız gerçek bir barışa, insanca bir yaşama kavuşacaksa çocuklara davranışımızın değişmesi gerekiyor. (Sayfa, 178)
*** Hiçbir zulüm ve kötülük insanın insanı aşağılamasından daha beter olamaz. (Sayfa, 199)
*** Bizim ülkemiz aydınlarının huyu çok kötü, her şeyi dedikoduyla halletmeye çalışıyorlar. (Sayfa, 231)
*** Ben kahramanlardan da kahramanlıklardan da hiç hoşlanmam. (Sayfa, 242)
Arka Kapaktan:
Zulmün Artsın, Baldaki Tuz, Ağacın Çürüğü ve Ustadır Arı Yaşar Kemal’in gazetelerde, dergilerde yayınlanmış toplumcu ve gerçekçi bir bakış açısıyla kaleme aldığı yazılarından ve konuşmalarından derlenmiştir. Onun düşünce ve yazarlık serüvenine tanıklık eden bu yazılar halkın yıllardır içine sürüklendiği karanlığın belgeleridir.
"Egede, Akdeniz yörelerinde gene ormanlar yanıyor. Benim şaşırdığım daha yanacak orman kaldığıdır. Nereden buluyorlar da, bu kadar ormanı yakıyorlar? Ben bu yörelerde dikili ağaç kalmadığını sanıyordum. Demek ki yanılmışım. Öldürmeyen Allah öldürmez derler, şu ormanı da bitirmeyen Allah bir türlü bitirmiyor demek ki.”
-Yaşar Kemal