javascript:ntrTemp(); ve
javascript:ntrTemp(); linkleri sizi yazar ve kitap üzerine ciddi incelemelere ulaştıracaktır.
Kitaptan: ** Anne ve babaları çocuklarının genç tuttuğu söylenir. (Sayfa, 46)
** Bir tabuyu çiğneyen insan da tabu olur, çünkü başkalarını ayartıp, kendisi gibi davranmaya yöneltebilecek duruma gelmiştir.(Sayfa, 71)
** Toplumun öbür bireyleri böyle yasak bir davranışı cezasız bıraktılar mı, kendileri de tıpkı söz konusu kişi gibi davranma isteğine kapılacaklardır. (Sayfa, 72)
** Dokunmak, bir şey üzerinde egemenlik kurma, bir kişiyi ya da bir nesneyi kendi hizmetinde kullanma girişiminin ilk adımını oluşturur. (Sayfa, 72)
** Ölüler güçlü birer hükümdardır. (Sayfa, 96)
** Psikanaliz, isimlerin bilinçdışı düşünsel etkinlikte oynadığı role pek çok vesileyle dikkati çekmiş bulunmaktadır. (Sayfa, 103)
** Ölülerin ruhuna yakıştırılan kötücülüğün bir nedeni de, içgüdüsel olarak onlardan duyulan korkudur, bu ise ölüm korkusundan kaynaklanır. (Sayfa, 107)
** Dışımızdaki dünyanın şekillenmesinde dışyansıtım diğer ruhsal mekanizmalarının hepsinden çok pay sahibidir. (Sayfa, 114)
** Vicdan, içimizde yaşayan belli isteklerin uygunsuzluğuna ilişkin iç algıdır. Ne var ki, böyle uygunsuzluk için neden aramak boşuna zahmettir, vicdan sahibi biri içindekinin lanetlenmesi gereken bir istek olduğunu bilir. (Sayfa, 118)
** Korku bilinçdışı kaynaklardan doğup çıkar. (Sayfa, 119)
** Vicdanımızdan yükselen seslere kulak verdik mi, hem tabular, hem etik yasaklar gereksiz duruma gelir. Nerede bir yasak varsa, arkasında o yasak eylemi gerçekleştirmeye yönelik bir istek vardır. (Sayfa, 120)
** Totem, klan üyelerine kural olarak kalıtım yoluyla anneden geçer. (Sayfa, 170)
** Totemizm, atalara tapınma şeklinde ortaya çıkar. (Sayfa, 176)
** Bir insanın ismi onun şahsının ana öğesi, belki de ruhunun bir parçasıdır. (Sayfa, 177)
** Bir çoçuğun hayvanla ilişkisiyle bir ilkelin. ilişkisi arasında bir benzerlik vardır. Uygar insanda bulunup, onun kendi doğasını diğer bütün hayvanlardan kesin sınırlarla ayırmasına yol açan büyüklenmeden çocukta bir ize rastlanmaz. Hayvanlara kendisine düpedüz eşit varlıklar gözüyle bakar çocuk, gereksinimlerini hiç saklayıp gizlemeksizin açığa vurması bakımından hayvanı, belki bilmecemsi biri gözüyle baktığı büyük insandan daha yakın bulur kendine. (Sayfa, 197)
** Hâla bugün çöldeki Araplarda yaşayan âdetler, toplu yenilen yemekteki bağlayıcılığın dinsel nedene dayanmadığını, bunun yemek yeme eyleminin kendisinden kaynaklandığını kanıtlamaktadır. Elindeki en ufak bir lokmayı bile bir bedeviyle paylaşan ya da onun sütünden bir yudum içen birinin, o bedeviden bir kötülük gelecek diye korkmasına gerek kalmaz, gerektiğinde onun kendisini koruyup kollayacağından ve yardımına koşacağından emin olabilir. Bireyleri birbirine bağlayan bağa işte böylesine gerçekçi bir açıdan bakılır; ilgili bağın güçlendirmesi ve sürekli kılınması söz konusu ortaklaşa yenilen yemeğin yinelenmesiyle sağlanabilirdi. (Sayfa, 207)
** Psikanalitik araştırmalar herkesin Tanrı´sının baba modeline göre şekillendiğini, bir kişinin Tanrı´yla ilişkisinin de aynı değişim sürecini yaşadığını ve Tanrı´nın aslında yüce bir konuma çıkarılmış baba figüründen başka bir şey sayılmadığını özellikle vurgulayarak ortaya koymuştur. (Sayfa, 222)
** Hiçbir kuşağın ruhsal yaşamındaki önemli olayları bir sonraki kuşaktan gizleyemeyeceğini rahatlıkla benimseyebiliriz. Psikanalizden öğrendiğimize göre, her insanın bilinçdışı ussal etkinliğinde yer alan bir mekanizma o insana bir diğer kişinin tepkilerini yorumlayabilmesini, başvurulan çarpıtmaları üzerlerinden sıyırıp atarak o kişinin asıl duygularını ele geçirmesini sağlamaktadır. (Sayfa, 236)
** Başlangıçta eylem vardı. (Sayfa, 240)
Arka Kapaktan: Freud’a göre ilkel insan bizim çağdaşımız sayılır. Tarihöncesi çağlardaki insanların geçirdiği evreler, gündelik yaşamlar, sanatları, oluşturdukları söylenceler ve mitlerde gelişim sürecimizin önceki basamakları hakkında ciddi izlere rastlar, onlarda kendimize benzerlikler buluruz. Bugün bazı topluluklarda izlerine rastlansa da Freud’un deyimiyle dinsel-sosyal bir kurum olan totemizmin etkilerinin azalmasına karşılık, tabu konusu farklı biçimlere bürünerek de olsa azımsanmayacak derecede yakınımızda durur. Freud’un eserini kaleme alırken belirttiği gibi Totem ve Tabu, bu alanda ele alınan ilk ciddi çalışma olmasının yanıı sıra, psikanalizin bakışı? açısıı ve bulgulamalarıyla toplum psikolojisinin kemikleşmiş? sorunlarına yönelik bir çözümleme denemesi; etnologlar, filologlar, folklorcular ve psikanalistler için kendi ilgi alanlarıyla bağlantıı kurabilecekleri bir köprü inşaasıdır.