İlk kitabı ´Yüreğinin Götürdüğü Yere Git´ten sonra okuduğumuz üç acılı çoçuğun öykülerinden oluşan bu çalışması, ilki kadar akıcı ve etkili olmasa da yine de zaman ayırmaya değecektir. javascript:ntrTemp(); ve javascript:ntrTemp(); linklerine ulaştığınızda yazar ve kitabı üzerine bilgileri okuyabilirsiniz.
Kitaptan:*** Geçmişine ilişkin hiçbir sorumluluğun olmadığını, ama geleceğine ilişkin pek çok sorumluluğun olduğunu asla unutmamalısın. Geleceğin senim ellerindedir ve onu sen kuracaksın. (Sayfa, 46)
*** Onlar yalnızca zavallılar ve kölelikten başka bir yaşam tanımıyorlar, bu nedenle gökyüzünde birinin varlığına inanmaya ihtiyaç duyuyorlar. (Sayfa, 51)
*** Önemli bir ayrıcalığın var, sevgi görmeden büyümüşsün. Bu nedenle ilk andan özgür olabilmişsin. (Sayfa, 72)
*** Tek başımaydım, içimde büyüyen bir şey vardı ve yeniden dua etmek arzusunu duymuştum. Bir zamanlar yalnızca zayıflar ve aptallar ona ihtiyaç duyarlar diye düşünmüştüm. Aptallık etmiştim ve şimdi zayıftım, bu nedenle yüksek sesle birisinin Evreiin eşiğine çıkıp bakması için yalvarıyordum. Kimse bana yardım etmediğine göre, bari ´Sen´ yardım et. Düşüncelerimden, ikiyüzlülüğümden utanıyordum. O´na belki de bir sigorta şirketi gibi davranıyordum. Bütün o söylediklerim ve yaptıklarımdan sonra ona hangi sözlerle hitap edebilirdim ki? (Sayfa, 85)
*** Ölmekte olan insanın zamanı algılayışı bizimkinden çok farklıdır. Bizim için bir anda olan, onlar için sonsuzluktur. (Sayfa, 101)
*** İnsan sevgi göremediği kişinin sevgisini daha çok arar. (Sayfa, 117)
*** Herkes kendi mutluluğunun yolunu buluyor; kimi bir futbol takımının fanatiği oluyor, kimi de her gün kiliseye gidiyor. (Sayfa, 127)
*** Gerçek özgürlük canımızın istediğini yapmak değil, korkudan sıyrılmış insanlar olarak yaşamaktır. (Sayfa, 191)
*** İnsanların büyük bölümü yaşamıyor, yalnızca ömürlerinin geçmesini bekliyorlar. Yaşam o zaman neye dönüşür? Yalnızca sıkıntıyı boğmak için yaratılan oyalanma kabı olur. (Sayfa, 193)
Arka Kapaktan: Yanıtla Beni´de yaşamın acıları ve gerçekleri üzerine kurulmuş üç uzun öyküsü var Susanna Tamaro´nun. Bir fahişe olan annesinin ölümünden sonra kimsesiz ve sevgisiz kalan, hiçbir şeye inanmasa da bu ihtiyacı duyan, kendi içinde büyüttüğü yalnızlıkta boğulan Rosa´nın öyküsü. Psikopat kocasının baskısı altında var olmaya ve çocuklarını yetiştirmeye çalışan, nefretin, inançsızlığın, sevgisizliğin dünyasında yolunu bulmaya çabalayan, cehennem içinde yaşarken ´cehennem yoktur´ düşüncesiyle savaşmak zorunda kalan bir kadının öyküsü. Bir yandan hasta karısına büyük bir özveriyle bakan, bir yandan hastalıkla bir ormanı kurtarmaya çalışan, karısı iyileşip inanca ve ışığa kavuşurken hastalıklı ormanı kurtaramayacağını anlayıp umutsuzluğa kapılan bir çevrecinin öyküsü. Bu üç öykü de aslında karanlık bir arka planın önünde umudun ve iyimserliğin, sevginin ve bağışlamanın öyküleri. Umudun nerede aranacağının, nasıl bulunacağının yolunu işaret eden öyküler. Susanna Tamaro, son kitabı Yanıtla Beni´de yine aşkın ve inancın insanı iç huzuruna, kişisel mutluluğa ve tatmin duygusuna götüren yolunu çiziyor. Aşk, sevgi ve inanç ilişkisini sorgulayarak inancın insanı aşka, aşkın inanca, her ikisinin de sevgiye ve anlamlı, tatmin edici bir varoluşa götürüşünün yolunu gösteriyor. Okurlarımızın Yüreğinin Götürdüğü Yere Git adlı romanıyla tanıyıp çok sevdiği Susanna Tamaro, bir kez daha umudun, iyinin ve güzelin, yani sevginin şarkısını söylüyor.: