Youtube Google+ Instagram Twitter Facebook

Deccal

Deccal

DECCAL - Nietzsche / Felsefe

Dünyaya iz bırakan filozofun büyük dinler hakkında kanaatlerini en çarpıcı şekilde paylaştığı çalışma. 62 kısa bölümden oluşan kitap yazarın eserlerine ilgisi yüksek olan felsefe aşıklarına ve Nietzsche hayranlarına önerebiliriz.
javascript:ntrTemp(); ve javascript:ntrTemp(); linklerinde ki yorumlara göz atmanızda yarar olacaktır.
Kitaptan:*** Rahip, yüksek bir insan türü sayıldığı sürece, doğru nedir sorusuna hiçbir yanıt bulunamaz. (Sayfa, 21)
*** Almanlar için düşündüklerimi söylemeye edebim elvermiyor... (Sayfa, 23)
*** Onlar kendilerine zayıf demezler, ´iyi´ derler. (Sayfa, 29)
*** Hristiyanca olan bir şey, hem kendine hem başkalarına yönelik bir belirli hunharlık duygusu; başka düşünenlere karşı bir nefret; peşe düşüp kovuşturma isteğidir. (Sayfa, 33)
*** Sevgi insanın şeyleri en olmadıkları gibi gördüğü durumdur. Kişi sevgi içindeyken, başka zamanlarda dayanabileceğinden çok daha fazlasına dayanır, her şeye katlanır. İş, sevgi duyurabilecek bir din icat etmekteydi: böylelikle kişi yaşamın fenalıklarının ötesine geçebilirdi - artık görmezdi bile onları. (Sayfa, 36)
*** Her büyük olayın psikolojisini, budalaca ´Tanrıya itaat ya da itaatsizlik´ formülüne indirgemişlerdir. (Sayfa, 41)
*** Psikolojik olarak hesaplanınca, rahipler çevresinde örgütlenmiş her toplumda, ´günahlar´ olmadan edilemez: onlar gücün sahici tutamaklarıdır; rahip günahlar sayesinde yaşar, ´günah işlemesi´ bir gerekliliktir onun için.. Baş ilke: ´Kim ki nedamet getirir, ´Tanrı onu affeder.´ Çevirirsek: Kim ki rahibe boyun eğer. (Sayfa, 42)
*** ´´Öte dünya, yargı günü, ruhun ölümsüzlüğü´´, ve ruh kavramının kendisi: bunlar din adamının egemen olmasına, egemen kalmasına yarayan işkence aletleridir, acımasızlık düzenekleridir. (Sayfa, 55)
*** Din adamları için savaş her zaman gerekli olmuştur. (Sayfa, 72)
*** Din adamı tek bir büyük tehlike bilir: bu bilimdir. Ama bilim ancak mutlu koşullarda yetişir. ´´Öyleyse, insanı mutsuz kılmak gerek.´´ Bu, din adamının bütün zamanlardaki mantığı olmuştur. (Sayfa, 72)
*** Rahip, günahı icat ederek, egemen olur. (Sayfa, 73)
*** Az bir nebze saygınlık sahibi olsaydık, nezlemizi iyileştiren, ya da tam fırtına patlayacakken bizi zamanında bir arabaya yetiştiren Tanrının, bize öylesine saçma bir Tanrı olarak gelmesi gerekirdi ki, varolsaydı bile kişinin onu defetmesi gerekirdi. Hademe olarak Tanrı, posta memuru olarak Tanrı, takvim düzenleyicisi olarak Tanrı, her türlü rastlantının en budalaca türü için bir sözcük... (Sayfa, 78)
*** Yalanın tanık önünde ya da tanıksız olması önemli değildir. En yaygın yalan, kişinin kendi kendine söylediği yalandır; başkalarına yalan söylemek görece ender bir durumdur. (Sayfa, 82)
*** Yan tutan insan mecburen yalancı hale gelir. (Sayfa, 83)
*** Doğaya her türden aykırılık günahtır. En günahkar insan, rahiptir; o, doğaya aykırılığı öğretir.
Herhangi bir Tanrıya tapınma ayinine katılmak kamu ahlakına tecavüzdür.
Cinsel yaşamın her horlanması, ´kirlilik´ kavramıyla her kirletilmesi, yaşamın kutsal ruhuna karşı işlenmiş sahici günahtır. (Sayfa, 101)
Arka Kapaktan:
“Bu kitap en azlarındır.”
Nietzsche, ölümünden sonra yayımlanan başyapıtında, çoğunluk karşısında azınlık bile olamayacak bir azlığı ifade ederken, o zamana kadar sağır kalınmış doğrulara kulak verecek yeni bir vicdanın doğuşunu muştuluyor, tıpkı bir peygamber gibi. O günden bugüne çok şeyler değişti. Hıristiyanlığa lanet okuyanlar, hele ki bu coğrafyada, hiç az değil. Keza yeni bir vicdanın doğuşunu bekleyenler de. Ama söz savını koruyor hâlâ: “Bu kitap en azlarındır.”

Bu kitap için daha önce yorum veya alıntı yapılmadı.
Yorum yapabilmek veya alıntı yayınlayabilmek için üye olmanız veya üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Bu kitabı sistemimizden emanet olarak alıp okuyan bir üyemiz yok.